YENİ NESİL ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZLAR

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) vergi kaybını asgariye indirmek ve mükellefleri gereksiz kırtasiye yükünden kurtarmak amacıyla POS cihazlarında değişikliğe giderek “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz” uygulamasını başlatmıştır. Yapılan düzenlemeye göre nakit olarak yapılan satışlarda dahi yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanımı zorunlu kılınmıştır. Uygulama neticesine göre bu cihazlardaki bilgiler günlük olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletileceğinden, GİB mükelleflerden herhangi bir bilgi talebinde bulunmadan gerekli bütün mali bilgilere kendiliğinden ulaşabilecektir.

Aslında Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun direktifleri doğrultusunda Gelir İdaresi Başkanlığı’nda 13 numaralı kayıt dışı ekonomi ile mücadele stratejisi eylem planı gereği POS cihazlarının yazar kasalarla uyumlaştırılmasının sağlanması hedeflenmişti. Tabiatıyla Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar ile Yazar Kasa ve POS cihazlarının uyumlaştırılmasıyla birlikte banka kartı kabul eden üye işyerlerinin arttırılmasıyla birlikte bunun vergi gelirlerine yansıması beklenmektedir. Böylece kredi kartı harcamalarındaki % 1’lik artışın vergi gelirlerini % 0.85 artırması beklenmektedir. Doğal olarak elektronik belge, elektronik fatura ve elektronik defter gibi veri ve bilgiye dayalı sistemlerin kullanımı konusunda bir adım atılmış olacaktır. Yani elektronik belge sisteminin temellerinin Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar ile atıldığı rahatlıkla söylenebilir.

Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 70 Seri numaralı Katma Değer Vergisi mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla ilgili Genel Tebliğde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Tebliğine göre; “… 69 Seri Nolu Genel Tebliğin ikinci ve üçüncü bölümleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir….

  1. Önceki Mevzuata Uygun Olarak Onaylanmış Ödeme Kaydedici Cihazların Durumu

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların kullanılmasına ilişkin kademeli bir geçiş öngörülmektedir. Buna göre;

  1. a) Üretici veya ithalatçı firmalar tarafından 3100 sayılı Kanunla ilgili önceki mevzuata göre üretmek üzere geliştirilen ödeme kaydedici cihaz modelleri 31/12/2013 tarihine kadar onaylanabilecektir.
  2. b) Önceki mevzuata istinaden onaylanan ödeme kaydedici cihazlar, 31/12/2015 tarihine kadar satılabilecektir.
  3. c) Mükellefler ellerindeki önceki mevzuat hükümlerine tâbi ödeme kaydedici cihazlarını, 31/12/2015 tarihini geçmemek üzere mali hafızaları doluncaya kadar kullanabileceklerdir.

ç) 01/01/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, malî hafızaları dolan ödeme kaydedici cihazlara, yeni malî hafıza takılmayacak ve cihaz 15/5/2004 tarihli ve 25463 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 60 Seri Nolu Genel Tebliğin dördüncü bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde hurdaya ayrılacaktır. Cihazı hurdaya ayrılan mükellefler yeni nesil ödeme kaydedici cihazları almak suretiyle kanuni yükümlülüklerini yerine getirebileceklerdir…” denilmektedir.

3100 Sayılı Kanunla ilgili mevzuata göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorunda olan mükelleflerden, faaliyetlerinde seyyar POS cihazı kullananlar ve yol kenarı otopark hizmeti veren mükellefler 01 Temmuz 2013 tarihinden itibaren bu cihazlar yerine yeni nesil POS özellikli yazar kasa olarak ifade edilen, yazar kasa ve POS cihazlara ait her iki işlevi birlikte yapabilen ödeme kaydedici cihazları kullanmak zorunda kalacaklardır. Bunun dışındaki işletmeler ise halen işyerlerinde kullandıkları mevcut yazar kasalarını 31/12/2015 tarihine kadar kullanabileceklerdir. En önemli husus ise bu süre zarfında hafızası dolan cihazlar için işletmelere mali hafıza verilmeyecek olmasıdır. Dolayısıyla 2015 yılı sonuna kadar ülkemizde 2.2 milyon civarında yazar kasa değişimi yapılması öngörülmektedir. Ayrıca akaryakıt pompalarına bağlanan ödeme kaydedici cihazlar ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından teknik bir kılavuz yayınlanması beklenmektedir.

Yeni Nesil Ödeme Kaydedici cihazların en önemli özellikleri ise;

  1. Cihazlar Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen anlaşmalı firmalardan temin edilecektir.
  2. Cihazların içeriğine Gelir İdaresi Başkanlığı istediği an ulaşabilecektir.
  3. Cihazların mali hafızasındaki bilgiler silinemeyecek, değiştirilemeyecek. Her türlü müdahaleye karşı koruma sağlayan bir sisteme sahip olacaktır.
  4. GİB bu cihazlar üzerinden istediği zaman ve formatta mali raporlar alabilecektir.
  5. Bu cihazlar asgari on yıllık verileri tutabilecek kapasitede olacak, kapasitesinin dolması halinde ise beş yıl boyunca verileri saklayabilecek nitelikte olacaktır.

 

 

 

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

 

 

30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan ancak bazı maddeleri içinde bulunduğumuz yıl yürürlüğe giren 6331 Sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliği konularında işverenlerin uymak zorunda oldukları, aksi taktirde cezai müeyyide ile karşılaşacakları çok önemli yükümlülükler getirilmiştir. Yapılan düzenleme sonucuna göre ev hizmetlerinde çalışanlar, sigortalı çalıştırmaksızın kendi nam ve hesabına mal veya hizmet üretimi yapanlar, afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri kapsamında olan işyerleri ile genel olarak askeri ve istihbarat birimleri hariç olmak üzere, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanması şartı getirilmiştir. Uygulamanın yeni olmasının yanında ilimizde meydana gelen depremlerin getirdiği maddi ve manevi kayıpların da etkisiyle işverenlerin çok önem arz eden bu uygulamadan yeteri kadar bilgi sahibi olmadıkları görülmektedir. 6331 sayılı yasaya göre işverenler tarafından risk değerlemesi yapılması-yaptırılması, iş sağlığı ve güvenliği konularında çalışanların eğitimi ve bilgilendirilmeleri, iş sağlığı ve güvenliği konularında her türlü tedbirin alınması ile çalışanların iş sağlığı ve güvenliklerine azami dikkatin gösterilmesi zorunlu kılınmıştır. İlimizde bulunan meslek odalarının çok ciddi maddi yaptırım içeren bu konuda üyelerini bilgilendirmelerinin yararlı olacağı kanısındayım.

01 Ocak 2013 tarihinden itibaren bir sigortalı dahi çalıştıran işverenler, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risklerin değerlendirilmesini yapmak veya yaptırmakla yükümlü kılınmıştır.  Buna ilaveten elli kişiden az çalışanı olup tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri 01 Temmuz 2013 tarihiden itibaren, kamu kurumları ile elli kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ise 01 Temmuz 2014 tarihinden itibaren işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurmak zorundadırlar.

Ayrıca İşverenlerce meslek hastalıkları, ilk yardım ve kurtarma, teknik konular ve mevzuat ile çalışanların sorumluluklarının anlatıldığı eğitimleri çalışanların almasını sağlamak zorunda kılınmışlardır. İşverenler  bu eğitimleri ortak sağlık güvenlik birimlerinden, iş sağlığı güvenliği uzmanlığı veya işyeri hekimliği eğitim kurumlarından, kamu kurum ve kuruluşlarından, işçi ve işveren sendikalarından, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından alabileceklerdir. Bu yükümlülüğe uymayan işverenlerin her bir çalışanı için 1.078 TL idari para cezası kesilecektir.

Yapılan düzenleme gereği bilahare yayımlanması gerekecek ikincil tebliğlerle, halen uygulanmakta olan kısa vadeli sigorta kolları prim oranları esas alınarak işyerleri  “az tehlikeli”, “tehlikeli” ve “çok tehlikeli” olarak sınıflandırılacaktır.  Bu bağlamda çok tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri (A) sınıfı, “Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri en az (B) sınıfı, “Az Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişileri çalıştırmak zorunda kalacaklardır.  Fakat  yasa koyucu geçiş sürecinde işverenler tarafından kanuna uyumun sağlanması amacıyla bu konuda bazı kolaylıklar getirmiş olup;  “ ..çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır..” şeklinde düzenlemeye gitmiştir. Bu unvana sahip kişilerin istihdam edilmemesi ya da hizmet olarak satın alınmaması durumunda ise her ay için 12.500 TL tutarında idari para cezası kesilecektir.

6331 sayılı yasaya göre artık işyerlerinde “Çalışan Temsilcisi” seçilmesi veya seçimle belirlenemediği takdirde işveren tarafından atanması gerekmektedir. Örneğin  2 – 50 arasında çalışanı bulunan herhangi bir işyerinde bir, 51 – 100 çalışanı bulunan işyerlerinde ise iki adet, çalışan temsilcisi belirlenmek zorundadır. Keza birden fazla temsilci durumunda ayrıca temsilciler arasından yapılacak seçimle bir “Baş Temsilci” de belirlenmek durumundadır.

Anılan yasa ile yapılan en önemli ve cezai yaptırımı yüksek olan düzenlemelerden birisi ise işyerinde meslek hastalığı ve iş kazasına neden olabilecek riskleri önceden belirleyerek gerekli önlemleri almak, bu tehlikelerin riske dönüşmesine neden olan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla öncelikli olarak yapılması gereken “Risk Analizleri”dir.Bu amaçla işverenler işyerlerindeki tehlikeler ve mesleki riskler konusunda Risk Değerlendirmesi yaptırmak zorundadırlar. Bu yükümlülüğe uymayan işverenlere ilk ay için 3.234 TL, yaptırmadıkları takip eden her ay için ise 4.851 TL idari para cezası uygulanacaktır. Kapıcı, bahçıvan veya güvenlik görevlisi çalıştıran apartmanlar da 01 Ocak 2013 tarihinden itibaren risk değerlendirmesi ve analizi yapmak veya yaptırmak zorundadırlar. Örneğin 2013 takvim yılı boyunca, yapılması gereken risk analizleri yapılmadığı taktirde kümülatif olarak 56.595 TL tutarında ceza ile karşı karşıya kalınacaktır.