GÜMRÜK VERGİSİ
Vergi gelirlerinin artırılmasının yanında, yerli tarım ve sanayinin korunması, ödemeler bilançosunun dengede tutulması gibi amaçları gerçekleştirmek amacıyla 4458 sayılı Gümrük Kanunu ihdas edilmiştir. Anılan kanun ve buna bağlı olarak yayımlanan Gümrük Yönetmelikleri, gümrük mevzuatında önemli bir yere sahiptir. Vergi Usul Kanunu’nun kapsamı dışında tutulan ve vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi ve mali disiplinin önemli bir parçası olan gümrük vergileri, Gümrük Kanunu ile usul ve ceza hükümlerini içerecek şekilde uygulama alanı bulmuştur.
Genel olarak bir ülke sınırından girerek her türlü madde ve ürünün ithalatında alınan ve konusu, vergiye tabi olduğu gümrük tarifesinde belirtilen Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesine giren eşyayı oluşturan bir vergi türüdür. Ülkemizin kara suları, iç sular ve hava sahası gümrük bölgesine dahil edilmiştir. Ancak transit rejimi, antrepo rejimi, dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ve serbest bölgeler rejimi çerçevesinde kullanılan yerler Türkiye gümrük hattı dışında sayılmıştır. Zira bu rejimler, malların Türkiye’de serbest dolaşımına izin vermemekte ve içerdikleri aşamalar da ithalata benzemekle birlikte tam bir ithalat olarak değerlendirilmemektedir. Herhangi bir eşyanın gümrük vergisine konu edilebilmesi için, kesinlikle ithal edilmesi gerekmektedir.
Gümrük Kanunu’na göre, gümrük yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olan kişiler bu verginin mükellefidirler. Ancak kendilerine yetki verilen gümrük müşavirleri de, mükellef adına beyanda bulunabilmektedirler. Mezkur yasaya göre, mükellef gümrük vergisini ödedikten sonra son tüketici veya kullanıcı ise aynı zamanda vergiyi taşıyan kişi olarak kabul edilmektedir. Mükellefin malın ithalini takiben satması söz konusu ise, ödenen vergiyi malın fiyatına ekleyerek tüketici veya kullanıcılara kanuni yansıma mekanizmasına uygun şekilde aktarmaktadır.
Gümrük mevzuatında en fazla gümrük vergisine tabi olan eşyanın Türkiye’de serbestçe alınıp-satılması ve kullanılmasını ifade eden serbest dolaşıma girme şekli yaygındır. Yolcu beraberinde gelen eşya gibi sözlü beyana tabi olan eşyada, bu beyana ait tahakkuk belgesinin mükellef tarafından imzalanması, posta aracılığıyla gönderilen eşyada eşyaya ilişkin belgelerin idare tarafından tescil edilmesi vergiyi doğuran olay olarak değerlendirilmektedir. Gümrük vergisinin matrahı bazı eşya türleri için değer, bazıları için de miktar esaslı olarak tespit edilmiştir.
Gümrük vergisi, mükellefin gümrük giriş beyannamesi ile yazılı beyanı üzerine tarh ve Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonundaki cetvele göre hesaplanmaktadır. Gümrük beyannamesinde ithal edilecek eşyanın cinsi, çeşidi, niteliği ile gümrük giriş tarife cetvelindeki tertip ve tasnifi belirtilerek uygun şekilde tanzim edilmektedir. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere yolcu beraberinde eşya uygulaması gibi hallerde sözlü beyan yeterli görülmektedir. Hesaplanan gümrük vergisinin tamamı, tebliğ tarihinden itibaren on günlük süre içinde ve bir defada ödenir.
Mükellef ile gümrük idaresi arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için ilk önce idari yola gidilmesi zorunlu kılınmıştır. Mükellefler, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde gümrük idarelerine yazılı olarak başvurarak düzeltme talebinde bulunabilirler. Düzeltme yolundan bir netice elde edemeyen mükelleflerin itiraz düzeltme kararı gümrük idaresi tarafından alınmışsa tebliğ tarihinden 7 gün içerisinde bağlı bulunulan başmüdürlüğe, başmüdürlük tarafından alınmışsa 15 gün içerisinde müsteşarlığa yapılmalıdır. Mükellefler, itiraz üzerine aleyhlerine verilen kararlara karşı 30 gün içinde kararı veren yerde bulunan vergi mahkemesine dava açabilirler.
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!